Ekim 18, 2013

Bir Veda Havası

Yazın bunalımından kışın yazı özleten buhranına geçerken kuzey yarım kürede zaman, çok bilindik ama her seferinde ağzı açık bırakan bir şölenle başladı. Bilindik bütün adları hüznü çağrıştıran sonbahar hiçbir şairin yazamayacağı güzellikteki bir şiir gibi içimize akıyor. Üstümüzde bizi sonsuzluğa inandıran gökyüzü mavi elbisesini üzerine geçirdiği günlerde, binbir renkteki elbisesini giyen doğa tarifi imkânsız bir güzellikte karşımıza çıkıyor.

İnsanın aklına sonsuzmuş gibi gelen koyu mavi gökyüzü, altındaki her şeyi bir annenin şefkatiyle kucaklar sanki. Yeşil, sarı, turuncu, kırmızı, kahverengi ve bunların belirli bir oranda karışımı olan tonlarda renklere sahip yapraklar bizi yeniden doğuma inandırmaya çalışırcasına, baharda yeniden doğacağına inanmanın verdiği huzurla dökülür yollara, banklara, nehir kenarlarına ya da eski bir evin çatısına.. Kayın, kestane, gürgen, ıhlamur, akçaağaç, karaağaç, meşe ve kızılağaç yavaş yavaş çıkarır elbisesini. Çayırlar yamaçları çepeçevre kuşatmıştır, fakat onların da ilkbahardaki gençlikleri kalmamıştır. Bazı küçük ağaçlar sanki sıkıntılardan kurtulmak için, daha huzurlu olmak için çoktan yapraklarını dökmüştür bile. Bazıları da “inat da bir murattır” dercesine hala yılın ilk karını beklemeye yemyeşil kalmaya devam eder.

Dünyanın, büyük metropollerin, şehirlerin hatta kasabaların tüm gürültüsünden, pis havasından ve kurşun rengi dünyasından oldukça iyi gizlenmiş bir yerde, kadınlar, erkekler, çocuklar, inekler, köpekler, kediler, kuşlar, ismini bildiğim ve bilmediğim tüm böcekler, kelebekler, diğer yaşayan, hisseden, hayatta olan, nefes alan, ılık havayı tüm hücrelerine kadar soluyan her canlı varlık, yağmurun tozunu sindirdiği toprak yollar, şuursuz taşlar, musluğu damlatan beyaz badanalı tüm hayır çeşmeleri, üzerine daha keskin gölgeler düşmeye başlayan dere; nasıl bir umut, hoşnutluk, memnunluk, minnet ve dinginlikle karşılıyor bu değişimi görmeli.

Bu devinime tanıklık etmek için gün ışırken çıkmak lazım yola. İnsan elinin son değdiği yere bütün fazlalıkları bırakıp bulduğun ilk keçi yolundan dalmalı ormana. “Yaşıyorum çok şükür” diyebilmenin saadetiyle bütün her şeyi tüm ayrıntısıyla hissedebilmeli..

Doğa veda ediyor, yeniden doğmak için.. Şarkısına eşlik etmeli... Hayde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder