Eylül 30, 2014

Uzak Yakınlık (2014)

Edebiyattan anlamadığım günlerdi. Gerçi şimdi de pek anladığım söylenemez ama artık edebiyatın farkındayım en azından. Oz bana "Sen Edip Cansever'i seversin" dedi, ben de o gün düşünmeden #NeYapıpEdipCansever moduna girdim.

Bu olaydan birkaç ay önceyse Oz bana "Göğe Bakma Durağı'ndan film çıkmaz mı?" demişti, ben de çıkartamamıştım ne yalan söyleyim. Ama o gün bir şiir uyarlaması fikri kafama yatmıştı.

Roman uyarlamalarına sıcak bakmam aslında. Çünkü ne kadar iyi bir film olursa olsun, kitabı her zaman daha iyidir çünkü edebiyat bazı konularda sinemadan çok daha avantajlı. Ama bu demek değildir ki sinema edebiyattan beslenmesin. Aksine, sinema diğer tüm sanat dallarından beslenebildiği için bu kadar özel.

Bir şiir uyarlaması bana bir roman uyarlaması kadar ütopik gelmedi. Çünkü şiir farklıdır. Kısadır, daha ayrıntısızdır ve daha yoruma açıktır. Uzak Yakınlık'ı da yine Oz bana teklif etti.

Bir senaryo yazdım ve kenara koydum. Sonra bir gün Joganita'dan arkadaşlarım Ahmet ve Dilan'a teklif ettim rolleri. Dilan'ı ikna etmek birkaç gün aldı ama sonunda başardım, topladım çantamı, yanlarına gittim ve çekimlere başladık.

Başta Ahmet Dilan'a "uşağın filmini bok edeceğiz" falan diyordu ama filmi çektikten sonra anladım ki, yönetmenliğimle aslında ben onların oyunculuklarını bok ettim. Bu biraz ekibin tek kişiden (benden) oluşmasından kaynaklanıyor ama daha çok yönetmenlik konusundaki tecrübesizliğimden. Ama olsun. Bu da bir deneyimdir ve beni daha ileriye götürecektir. Kimse anasının karnından David Lynch olarak doğmuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder