“Yanlız” nasıl bir yazım yanlışıysa İsmail Abi için
kaybeden demek de öyle bir yazım yanlışıdır. Ve bu etimolojik değil sosyolojik bir
yanlıştır. Sanayi devriminden beri insanı ve toplumu mekanik bir varlığa
evirmeye çalışan, yüksek karlılık hedefleyen, insana muadil makineyi icat eden,
beceremeyince de makinenin yerine yeniden insanı ikame eden acımasız sisteme
karşı çıkan kinik bir felsefe, direngen bir gülüştür İsmail Abi.
Adının önüne yanlış bir sıfat-fiil getirerek (kaybeden)
ondan “tutunamayan” yaratmaya çalışmak Oğuz Atay’dan rol çalmaktır ki, rol
çalmak asrın kronik rahatsızlığıdır aslında ve tedavisi imkansıza varmaktadır
çağımızda. Onun adının önüne getirilecek yegane sıfat/sıfat-fiil “bekleyen”
olabilir. Ve beklemek, inadına beklemek, sıradan bir ölümlünün katlanamayacağı
ağırlıktaki yüktür. Bu yüzden İsmail Abi bir süper kahramandır. İlk insanla
birlikte var olmuş, her çağda farklı bir siluette ortaya çıkmış, İsmail Abi
olarak görünmesi, modernitenin can yakmaya başladığı, burjuva rekabet ideolojisinin
topluma sirayet ettiği zamanlara denk gelmiştir.
Biraz farklıdır tüm süper kahramanlardan. Pek görkemli değildir
genel kanıya göre. Pelerini janjanlı bir cekettir mesela, yegane silahı:
koşulsuz sevgidir. Kitabi tüm süper kahramanlardan farklıdır yani İsmail Abi…
Avucumuzdaki henüz soğumamış insan sıcağı, şairin kapı komşusu, iyot ve yosun
kokan çocuk eli, güneşten değil de soğuktan kararmış insan teni, saça düşmüş
ak, kapı önünde çıkarılmış ayakkabı, zamanın akışını yumuşatan, kitap arasında
unutulan bir dost notu ve tabi ki çayın en taze hali… İsmail Abi, bütün
beklediklerimizdir yani… Zinos
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder